Artan enerji talebi ve Paris İklim Anlaşması hedefleri doğrultusunda, yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş hız kazanıyor. Türkiye'nin de gündeminde yer alan deniz üstü rüzgar enerjisi santralleri (RES), enerji dönüşümünde önemli bir rol oynayacak. Dünya Bankası raporlarına göre, ülkemizin teknik potansiyeli 75 GW iken, kısa vadede 5 GW'lık bir yatırım potansiyeli bulunuyor. Hyundai Electric Türkiye CEO'su Halil İshakoğlu, bu potansiyelin hızlı bir şekilde değerlendirilebileceğini ve şirketlerinin bu konuda öncü rol üstlenmeyi hedeflediğini belirtti. Bu durum, ülkemizin enerji bağımsızlığı ve sürdürülebilirliğine önemli katkılar sağlayabilir. Enerji ihtiyacının büyük bölümünün batı bölgelerde yoğunlaşması sebebiyle, deniz üstü RES projeleri, doğu-batı enerji transferine alternatif oluşturacak ve sistemin sürdürülebilirliğini güçlendirecektir. Ayrıca, ülke ekonomisine ve istihdama önemli katkı sağlanması beklenmektedir.
Deniz Üstü RES'in Türkiye İçin Önemi
Türkiye'nin batı bölgelerindeki yüksek enerji tüketimi, talebe yakın alternatif kaynaklar oluşturma ihtiyacını ortaya koyuyor. Doğu-batı arasında aktarılan 5-10 GW arası kapasiteyi, deniz üstü RES projeleriyle batıda sağlayarak, sistemin sürdürülebilirliğine büyük katkı sağlanabilir. Hyundai Electric Türkiye, bu alanda küresel deneyimini ülkemize taşımayı hedefliyor. Şirket, Çanakkale kıyıları civarında 500-1000 MW kapasiteli ilk projenin hayata geçirilmesi için çalışıyor. Bu projede, rüzgar rejimine uygun ekipmanların kullanımı ve deneyimli uluslararası ortaklıklar büyük önem taşıyor. Kore'deki rüzgar rejiminin Türkiye ile benzerliği de bu konuda avantaj sağlıyor. Başarılı bir uygulama, Akdeniz bölgesindeki diğer ülkelere de örnek teşkil edebilir. Projenin hayata geçirilmesi için gerekli altyapı yatırımları da bu süreçte önemli bir rol oynayacaktır.
Hyundai Electric'in Küresel Deneyimi ve Türkiye Stratejisi
Hyundai Electric, deniz üstü RES projelerinde dünya genelinde geniş bir deneyime sahip. Bu deneyimi Türkiye'ye aktararak, ülkemizin ilk deniz üstü RES projesinde öncü olmak istiyor. Şirket, teknoloji transferini etkin bir şekilde gerçekleştirerek, yüzer santraller konusundaki uzmanlığını bu projede kullanmayı hedefliyor. Hyundai, sürdürülebilir ve yenilikçi bir ekosistem oluşturulması için gerekli adımları atıyor. Bu amaçla, YEKDEM ve YEKA düzenlemeleri gibi destekleyici mekanizmaların da önemli rol oynadığını vurguluyor. Karasal RES projelerindeki başarıyı deniz üstü RES projelerine taşımayı hedefleyen şirket, deneyimli uluslararası ortaklıklar ile projeyi hayata geçirmek için çalışıyor. Ayrıca, ihracat potansiyelini artırmak için ülke içi üretimi ve Ar-Ge çalışmalarını da destekleyecektir. Bu kapsamda, yetenekli mühendis ve işçilerin yetiştirilmesi ve teknolojik gelişmelerin yakından takip edilmesi son derece önemli olacaktır.
Yatırımlar ve İhracat Potansiyeli
2023 yılında açıklanan elektrik taban ve tavan fiyat alım fiyatları, deniz üstü RES projelerine 10 yıl süreyle destek sağlıyor. Yerli ekipmanlar için 5 yıllık ek destek de yatırımcılar için teşvik oluşturuyor. İzinler ve risk azaltıcı önlemler konusunda yaşanacak gelişmeler yakından takip ediliyor. Dünya Bankası, Türkiye'nin başarılı bir uygulama ile 2030 yılında 50 bin kişilik istihdam yaratabileceğini ve GSYİH'ya 10 milyar dolar katkı sağlayabileceğini öngörüyor. Akdeniz bölgesinde 2050 yılına kadar 50-100 GW'lık deniz üstü RES projesi tamamlanması bekleniyor. Global ölçekte yıllık 25 GW'lık kapasite artışı ve maliyet düşüşleri göz önüne alındığında, Türkiye'nin erken başlaması durumunda ihracat potansiyeli oldukça yüksek. Bu da ülkemizin enerji sektöründe küresel bir oyuncu haline gelmesine önemli katkı sağlayabilir. Ayrıca, bu projelerin çevre dostu olması sebebiyle sürdürülebilir kalkınmaya da önemli ölçüde katkı sağlayacaktır.